3 Ekim 2016 Pazartesi

Kalanlar

Gidenler gitti, tek tek gittiler... Bırakıp yüzüstü, öylece, arkalarına bakmadan gittiler... Bazıları yavaş yavaş gitti, elinden tutarmış gibi yaptı bir süre, kaldıracakmış gibi, bir adım atarken yardımcı olacakmış gibi yaptılar... Oysa içten içe biliyordum gideceklerini... Bazıları arkada durmayı tercih etti, "sen git, ben arkadan geliyorum" diyerek el salladılar... kimini bırakıp yürüdüm, kimini bırakmak istemedim, her adımda dönüp baktım arkama, adımlarım kısa kısaydı önce... Sonra ben de unuttum her adımda arkamdakini...

Demek, demek bırakılabiliyormuş... kendin de bırakmışsın işte... Senin de kalanların varmış, değil mi?

Bazıları en başından gelmemeyi seçti, rahatlıkla yürüdün o zaman, vicdanın rahattı...

Ya "sen git" diyenler, onların niyeti var mıydı gerçekten gelmeye? Yaraları mı çok ağır geldi? Yoksa uyuttular mı seni en baştan? Kim bilir ve de ne fark eder?

Fark etmez mi sanıyorsun? Terk etmek ve terk edilmek... Fark etmez mi? Yüzüstü bırakılmak? "Sen git" derken içinden "kal" diyorsa insan, fark etmez mi?

Bence etmez... Giden gider kuzum, nasıl gittiği hiç fark etmez... Biz kalanlara bakalım...

Özlemez mi insan? Yüreği cız etmez mi?

Etse ne fark eder? Dönecek mi bırakıp gidenler? Dönse ne olacak? Tutabilecek misin elini aynı tutkuyla? Güvenebilecek misin?

Fark etmez... Giden gider, dönen... Dönen? Kim bilir...

1 yorum:

  1. Özlemez mi insan yüreği cız etmez mi
    Nasıl içten yazmışsın içim cız etti

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...