2 Şubat 2018 Cuma

Sepet

Sepetimi açtım, yavaş yavaş boşaltmaya başladım içini... Önce masmavi gökyüzünü çıkarttım, beyaz pamuk gibi bulutları, sımsıcak güneşi aldım... Çimenlerin yumuşacık yeşilini çıkarttım sepetten, serdim yere, biraz ağaç gölgesi, hafif bir meltem esintisi... Kır çiçeklerinin hafif kokusunu çıkarttım, biraz dağ lalesi, epey de papatya varmış sepette, onları da ekledim manzarama...

Eski bir gramofon varmış altlarda, birkaç taş plak, bir melodi yayılmaya başladı "Sahibinin Sesi"nden...

Kırmızı ekose örtümü serdim hepsinin üstüne, piknik malzemeleri, hatta birkaç ufak kırlent, el yapımı, sırtını dayarsın ağaca, belki hafif bir şekerleme için başının altına alırsın...

Mis gibi reçeller, rengarenk, peynir ve zeytin, tazecik ekmek kokusu, sahi ne seversin piknikte? Sepette var mı bakalım...

Sonra minicik bir derenin şırıltısını çıkarttım sepetimden... Yusufçukların kanat vızıltısını, arada balıkların sıçrayışlarını, baharın neşesini çıkarttım...

İşte benim sepetimde taşıdıklarım bunlardı... Sahi senin sepetinde neler var? Çok ağır görünüyor...

1 yorum:

  1. Ne güzel şeyler varmış sepetinde hep yüce gönüllülükle paylaştıkların çok sevdim bu yazıyı içime bahar geldi

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...