20 Haziran 2019 Perşembe

ilk yazı

Kendimi kötü algılardan uzak tuttuğum kadar iyi olanlardan da uzak tutmaya gayret ediyorum. Gördüğümü olduğu gibi gözlemleyip yargılamadan bırakmaya çalışıyorum. "Burada insanlar çok sigara içiyor, eyvah yandım" ne kadar uzak durmam gereken bir panik ifadesiyse, "yaya geçidine adımını attığın an araba zınk diye duruyor, abi" de o kadar uzak durmam gereken bir rahatlama... Bunların hiç biri göçmekle doğru ya da yanlış yaptığımı kanıtlamaz. Bunu sadece zaman gösterebilir ve benim uyum sağlama kabiliyetim, ki en başından beri buna güveniyorum.

Pazar gittik mesela dün... Tanıdığımız sebzeler yanında tanımadıklarımıza da baktık. Sarı taze fasülye var örneğin... Azıcık aldım bugün marketten, haşladım biraz, tıpkı ufak bir bebeği yemek yemeye alıştırır gibi... Dokusuna baktım seçerken, bildiğim kurallara uydurmaya çalıştım... Sonra haşladım, tadına baktım, bildiğim tatlardan ne kadar farklı diye...

Böyle böyle geçiyor işte günlerim... Sadece sebzeleri değil, insanları da haşlamaya çalışıyorum, benimle aynı kapta haşlanabiliyorlar mı acaba diye merak ediyorum. Dış görünüşler çok farklı değil gibi, onların da iki eli, ayakları, kafaları falan var mesela... Renkleri yeşil veya sarı olsa da tatları nasıl, belirleyici olacak olan o? 

2 yorum:

  1. Sadece fasulyeleri değil insanları da haşlıyorum. Ne güzel anlatmışsın. Sade ve içten. Öpüyorum canım

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel anlatmışsın sadece fasulyeleri değil insanları da haşlıyorum. Duru ve içten öpüyorum.çok 😘

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...