14 Haziran 2017 Çarşamba

Saksı

Görsel: http://www.gulipeksanat.com
Özlemediniz mi siz de o köy evlerini... Hani pencerelerinin önünde sıra sıra saksılar, kiminin içinde mis gibi sakız sardunya, bir kısmında karanfiller, uzun vita tenekelerinde kimi, güller daha büyük olanlarda tabii ki...

Bazıları öyle paslanmaya bırakır da tenekeden saksılarını, bazıları rengarenk boyar yağlı boya ile. Bilir misiniz, o teneke saksılarda çiçeklendiği gibi çiçeklenmez plastik balkonlarda kedi tırnakları, petunyalar sarkmaz saksılardan... Sırrı yağda mıdır, tenekede mi bilinmez...

Bir de yumurta kabukları vardır illa ki... İncecik delinip içi akıtılmış, bir sopanın ucuna ters çevrilip takılmış, besin olsun diye mi süs olsun diye mi anlaşılmaz... Tepedeki kabuğun bitkiye ne faydası dokunur bilinmez...

O iki duvarın arasında bir masa, üstünde muşambadan bir örtü, eskimiş, yıpranmış köşeleri, her gün kaç defa silinmekten rengi kaçmış, ama tertemiz, üzerine düşen çiçek tozlarından gayrı... Uyarına geldiyse tepesinde bir de çınar gölgesi... Yoksa illa ki bir asma tutturulmuş, bak, birkaç üzüm salkımı belli olmaya başlamış bile... Toplasak mı bir avuç yaprak? Küçük bir tencere sarma sarsak... İyi gider bu mis kokulu açık havada...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...