22 Ağustos 2017 Salı

Kafamda

Ev dağ başında, eski, belki 19. yüzyıldan kalma, taş bir bina... Adı bile var, evin adı. Günümüzde bazen ölen çocukların adı olmuyor, o evin adı var, düşünün...

İçinde eşyalar, eski ve tozlu, ama asla yaşlı değil... Kitaplar, her yerde, bir kütüphanesi yok evin, yerlerde yığın yığın kitaplar... Belli ki birisi yaşamış burada, okumuş, aramış, planlar yapmış... Kitapların yıpranmasından değil, bilgilerin yıpranmasından çekinmiş daha çok... Kütüphaneler okuyacağına, ben okuyayım demiş... Öyküler, öyküler yaşamış, birinden diğerine atlamış... Belli ki kafası karışık biriymiş... Hani bir şey anlatmaya başlar, sonra durur, "bak göstereyim" der, bir kitap yığınına yürür, birini alır, karıştırır, bırakır bir yana, alttakine bakar, başka bir yığına yürür sonra... Eğilir, en alttan bir kitap çeker, okumaya başlar, okurken kendini unutur bir kere, sizi de unutmuş çok mu?

"Bir şey anlatıyordunuz" demeye çekinir insan, çekinir düpedüz, varlığının artık kalabalık olduğunu anlar... Başka bir dünyaya gitmiştir çoktan adam, o kitabı yaşıyordur şu anda... Size düşen usulca çıkıp kapıyı da ardınızdan kapatmak, rahatsız etmeyi aklınızdan bile geçirmezsiniz...

Sonra, sonra bir gün ölüverir adam... ardında bir tek tanık bırakmadan o kafanın içindekilerden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...