5 Eylül 2016 Pazartesi

Sel geliyor

Söyleyecek o kadar çok lafım var ki, boğazımda tıkalı... Susuyorum, dudağımın kenarında bıraktığım o göz yaşı kurudu gitti... Yüreğim buruldu, minicik bir ceviz kadar kaldı, minicik... Bakıyorum, bakmak istemeden; görüyorum görmek istemeden... Duyuyorum o sesleri, tüm o sesleri, duymak istemeden...

Bıraksam, gitsem, neresi var ki kendimden başka gidecek... Bugün orası bile yabancı bana... Herkes ayıplamak üzere bekliyor kendi ayıplarını benim üzerimden... Bir günah-yiyen gibi bekliyorum o nehirde seni de... Atın, atın bütün ayıplarınızı, günahlarınızı nehre, benim üzerimden rahatlatın vicdanınızı...

O sandıklar dolusu yükünüz benim yüküm artık, biliyorsunuz, rahatlatıyor bu sizi... Ben ise yedikçe yiyorum tüm o vicdan safrasını, yiyorum, ama sindiremiyorum... Birikiyor, kabarıyor nehir... Korkmuyorsunuz hiçbiriniz, nehir taşacak, sel geliyor, korkmuyorsunuz...

En ağır yük hangisi, düşünmüyorsunuz bile, bırakıveriyorsunuz nehre...

Sel geliyor...

1 yorum:

  1. Ben ise yedikçe yiyorum tüm o vicdan safrasını, yiyorum, ama sindiremiyorum... müthiş bir anlatım ......

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...