12 Nisan 2016 Salı

Öğle Yemeği

Çoğunlukla bir sandviç ile geçiştiririm öğle yemeğini, çok da fazla önemi yoktur benim için... İşim çok daha önemli, pek çok insan öğle molasında o mükellef sofralarını kurdurur, hatta belki bir kadeh de şaraplarını içerken, ben analizlerime devam ederim borsanın üst katındaki ofisimde... Evim de Wall Street'e yakın. Kötü bir semt, ama her an aklıma birşey geldiğinde ofise gidebiliyorum. Aslında bir anlamda ofiste yatıyorum da denebilir ya, evi tutuyorum bir yandan... Sanıyorlar ki, kız arkadaş falan götürmek için o ev, değil dostum, yanılıyorlar... O işler dikkati dağıtır. Borsa işinde tetikte olmalısın. Anlıktır fırsatlar...
NY'un en gözde broker'ı olmak kolay değil, dostum... En gözde bekarı olmaktan çok daha zor... Bir kaç markaya, bir kaç mekana takılmaya bakar kızlar... Borsa öyle değildir, ufacık bir sadakatsizliği, en küçük dikkat dağınıklığını asla kabul etmez...

Ne diyordum, hah, öğle yemekleri... O sırada haberleri okurum ben... Hint gazetelerine kadar okurum, en ufak bir ayrıntıyı, en küçük bir detayı bile kaçırmam gözden... Sandviç dedim, ama ondan da vaz geçsem iyi olacak sanki... Bir kahve yeter bana aslında düşününce... Tıpkı sabahları yaptığım gibi...

1 yorum:

  1. Öğle Yemeği
    Kişiliksiz, arada kalmış bir öğün. Hatta sistemin ürettiği, “aman bu insancıklar düşer bayılır da başımıza bela olur, bir öğün yemek verelim daha çok çalıştıralım ” diye uydurulmuş bir öğün. Kahvaltı başlı başına asalet doludur, akşam yemeği ise bol cıvıltılı samimidir.
    Bir süredir et ve tavuktan tiksinti duymamın nedeni hep öğle yemekleri. Kendi başlarına gayet lezzetli olabilecek durumdaki sebzeleri, gereksizce et ve tavukla harmanlayıp abuk subuk bir yemeğimsiye dönüştüren aşçılara selam olsun.
    Düşünüyorum da çocukluğumdaki anlamı ne güzeldi öğle yemeğinin. Kahvaltıdan sonra mutfak masasında ders çalışırken ben, annem radyodaki arkası yarın eşliğinde hazırlardı öğle yemeğini. Yaz ya da baharsa taze fasulyenin düdüklüdeki fıslaması eşlik ederdi arkası yarına. Kışsa ve soğuksa, kuru fasulye olurdu tıslayan düdüklüde.
    İş hayatımın ilk yıllarında öğle yemeği sorunum vardı. İşyerinin yemek vermediği durumlarda herkesin sıklıkla yaşadığı bir sorun olsa gerek “bu öğlen ne yiyoruz” hem ucuz olmalı, hem lezzetli. Hep aynı şeyi yiyormuş hissi de vermemeli insana.
    Kısaca öğle yemeği ne kahvaltı gibi asil olabilmiştir, ne de akşam yemeği kadar içten.
    Selda.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...