11 Kasım 2016 Cuma

Ayakları

Ayakları hep üşürdü... Küçücük küçücük ayakları vardı, bir türlü çorap giymeyi sevememişti... Eve gelir gelmez ayakkabılar bir tarafa, çoraplar diğer tarafa, çıplak ayak gezer, sonra da hırkasına sarınırdı... Üşümedin mi? derdim, Üşümedim, derdi. Getir bakayım ayaklarını, derdim... Mahçup bir gülümseme ile uzatırdı, buz gibi ayaklarını... Ellerimin arasında ısıtırdım onları, sıcacık yapardım kanepede uzanırdı hemen, kedi gibi kıvrılırdı... Sıcacık bir kadındı, sadece ayaklarıydı buz gibi olan... Ördüğü battaniyeyi çekerdik üzerimize, o kanepeye kıvrılmış, ayakları benim kucağımda, üzerimizde artık yünlerden battaniye... Birer fincan kış çayı mis gibi zencefil - tarçın kokan...

Taş yağsın isterse fark etmez... Kucağımda minicik ayakların, burnumda tarçın kokusu, bir yudum sonsuzluk...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...