Bazen diyorum ki, hiç telefon taşımasam yanımda... Eskisi gibi hani... Telefon o kadar nadir çalsa ki, üstüne dantel örtü örtülse salonda, baş köşede... Sözleşsek seninle, Taksim - Sütiş'in önünde, okul çıkışı, saat 3'te gelsen sen, biraz geciksem mesela ben... Merak etsen, saatine baksan beklerken... Kafanda hesap etsen:
- 2'de çıktı okuldan, Beşiktaş'a kadar yürüdü, 15 dakika, 10 dakika da dolmuş beklese, eh, dolmuş da 15 dakika, yok yok, trafik vardır bu saatte, 20 dakika diyelim...
- Gecikti, unuttu mu yoksa?
- Belki bir arkadaşı ile yürümüşlerdir Beşiktaş'a, sallanmışlardır biraz, gelir şimdi...
- Başına bir şey gelmiş olmasın...
O sırada insem dolmuştan... Yüzündeki o endişeyi görsem, sonra gülümsemeyi beni görünce... El sallasam sana, karşıya geçmek için beklerken... Birazdan sarılacağımı bilerek... O mis gibi kokunu içime çekerek, yanağından öpeceğimi bilerek el sallasam...
Diyorum ki, hiç telefonum olmasa, sadece AŞK olsa...
- 2'de çıktı okuldan, Beşiktaş'a kadar yürüdü, 15 dakika, 10 dakika da dolmuş beklese, eh, dolmuş da 15 dakika, yok yok, trafik vardır bu saatte, 20 dakika diyelim...
- Gecikti, unuttu mu yoksa?
- Belki bir arkadaşı ile yürümüşlerdir Beşiktaş'a, sallanmışlardır biraz, gelir şimdi...
- Başına bir şey gelmiş olmasın...
O sırada insem dolmuştan... Yüzündeki o endişeyi görsem, sonra gülümsemeyi beni görünce... El sallasam sana, karşıya geçmek için beklerken... Birazdan sarılacağımı bilerek... O mis gibi kokunu içime çekerek, yanağından öpeceğimi bilerek el sallasam...
Diyorum ki, hiç telefonum olmasa, sadece AŞK olsa...
Telefon resmi, telefonun süslemeleri beni benden aldı desem.
YanıtlaSilBende özlüyorum bazen cep telefonu olmayan zamanları, saki dinazorlar zamanından söz ediyormuşuz gibi geliyor. O kadaar eski.