2 Eylül 2015 Çarşamba

SAHTELİKLER PEŞİNDE

Screeen Shot of Frances Conroy

Hadi hadi, itiraf et, kaynanası ölen o deli kadına “gözün aydın, darısı başıma” dememek için zor tuttun kendini… Az kaçık değilsin sen de… Bilmiyorum sanki her gün cami avlusunda cenazeleri beklediğini… “Bugün kim öldü acaba?” diyor içindeki şeytan… Karşı koyamıyorsun, değil mi?
Kimse tanımıyor hala seni, ama bunun sebebi başındaki, o artık yağdan parlayan siyah tülbent ya da gözündeki kalın siyah camlı gözlüğün değil…. Kimse umursamıyor çünkü, ne seni, ne de ölüleri… Onlar kendileri için oradalar, kendi dertlerine yanıyor, kendi çektiklerine ah-vah ediyorlar… Kimisinin kahkahaları belli oluyor kederli gözlerinde… Sen de onları arıyorsun zaten özellikle… “Başın sağ olsun” deyip sarılırken Xanax’lı mutluluğun maskesi altındaki şirret kahkahaları çekiyorsun ciğerlerine… Hepsine tek tek sarılıyorsun, değil mi?
Kaçırdın sen iyice keçileri kızım… Acıdan beslendiğini söylüyor komşular, ama bilirim ben seni, acı değil aradığın cenazelerde… Yalandan, riyadan besleniyorsun… Kendini yalnız hissetmemek için gidiyorsun ölü evine… Hele biri kapanıp da mevtanın üzerine “nasıl bırakıp gidersin beni” dedi mi, değme keyfine… Tam aradığın sahne… Biliyorsun ki en fazla 1 hafta sürecek o rol… Ardından “hayat devam ediyor” bahanesi konacak sahneye…
Yalın mı o çalan arka fonda… “Sahte… sahte… Her şey sahte… Kalp yenik, akıl kanmıyor, sözler sahte…” Bu işte…. Her gün ava çıktığın bu işte…


21 Ağustos 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...