18 Eylül 2015 Cuma

EVRENE SELAM OLSUN


Evren’im, güzel yavrum benim,

Nasıl da istenen bir bebektin sen, çevremizde şahit olduğumuz pek çok kaza bebekten çok farklıydın. Aylar önce, seni istediğime karar verdiğimde sana hamile olarak  görmüştüm kendimi rüyamda; karnımı okşamıştım daha o zamandan, sevecenlikle, gülümsemiştim. Baban da seni istediğine karar verdiğinde, bir yavru kuş olup geldin bu sefer rüyama. Kumru Hanım’la Kumru Bey’in yuvasını şenlendirdin gelişinle...

Evren’im, güzel çocuğum,

Çok hastaydım, senin varlığını öğrendiğim gün. Doktorun verdiği ilaçları içemedim, sana zarar vermekten korktum, gidip test yaptırdım, “gerçekten var mısın?” diye. Evet, vardın. 1 mm bile olmasa da boyun, gelmiştin artık, vücuduma misafirdin. Çok sevindim, ama uzun bir yol vardı daha önümüzde seninle karşılaşmamıza kadar. Büyümeni izlemeye, beklemeye başladım. Sen artık benim ufacık dünyamdın, evrenimdin. Seninle yatar, seninle kalkar olmuştum. Varlığını da iyice hissettirdin hani, bulantılar, baş dönmeleri ile.

Evrenim, bebeğim,

O anlardan itibaren sana yazmak istedim, ama çok fazla da bağlanmak istemedim sana. Hep derlerdi, ilk 3 ay çok riskli diye. Kimselere söyleyemedim bir süre geldiğini. Herşeyi, herşeyi öğrenmek istedim seninle ilgili. Bol bol okudum, 7 haftalık, 8 haftalık, 9 haftalık neye benzermiş bebekler, annelerine neler yaparlarmış diye. Sen de varlığını daha fazla belli etmeye başladın bu arada karnımda, elbiselerim dar geldi, seni sıkmak istemedim, daha geniş giyindim. Artık saklayamadım seni.

Doktora gittik, minicik kalbin bir toplu iğne başı gibi atıyordu. “Aslan oğlum” dedim, “mahçup etmedin, merakta bırakmadın bizi”. Ne güzel gelişiyordun. “Oğlum” dedim, çünkü biliyordum erkek olduğunu, sen söylemiştin bir gece.

Rüyalarıma gelmeye devam ettin. Annelik hırkasını giydirdin bir gece üzerime. Ve bir gece adını fısıldadın kulağıma “Evren” diye. Zaten evrenimdir, Evren’im oldun.

Peki sonra ne oldu, anlamadım. Hep yemek yemeye başladım geceleri. Bana birşey demek istiyordun, anlamıyordum. Hergün gündüzleri yiyemediklerimi geceleri yiyordum, ama ne demek istedin, hep sordum, anlamadım bir türlü. Anlasaydım ne olacaktı, elimden gelen birşey var mıydı? YOKTU.

Hafta 11, bulantılar kesiliverdi. İlk 3 ayın sıkıntılarını atlattık herhalde diye sevindik. Bağımızı kuvvetlendirebileceğimiz ikinci döneme adım atıyorduk seninle.

Evren’im, ilk göz ağrım,

Seni biz çok istedik, ama bize gelmeyi sen seçtin, zamanını sen seçtin. Adını sen fısıldadın kulağıma. Sonra ne oldu bebeğim? Neden gelmekten vazgeçtin annenin yanına? Aniden neden bırakıverdin bizi?

Doktora gittik yeniden, “gelişmemiş bu bebek,” dedi doktorum “beslenememiş”. O minik kalbin atmıyordu artık. “Olur böyle şeyler” dedi doktor. Çok sık görülen bir durum, biliyorum, çok okudum bebekler hakkında. “Üzülme sakın” dedi, “yine olur.” Kaskatı kaldım orada, ne yapacağımı bilemedim. Bu bir kitap değildi ki, benim evrenimdi. Kapıdan çıkınca babanı aradım, haber vermek için, ama konuşamadım. Yaşlar boşanıverdi gözlerimden, boğazıma düğümlendi kelimeler, “Evren’imiz gitmiş” diyemedim, ağladım sadece, “Gel” diyebildim birtek. Günlerce ağladım, ağladım, ağladım.

Ah, sen, ne kadar istenen bir bebektin. Seni kucağıma alacağım anın hayalleri süslüyordu evrenimi. Ama gelmemeyi seçtin. Bir bildiğin vardır herhalde, KOSKOCA bebeksin.

Evren’im, oğlum benim,

Çok şeyler söylediler ardından beni teselli etmek için, pek çoğu bir nesne gibi bahsetti senden. “Yenisini yaparsınız” dediler genellikle. Anlayamadılar benimle konuştuğunu, senin bir ruhun olduğunu anlayamadılar. Senin benim ilk çocuğum olduğunu ve hep öyle kalacağını anlayamadılar. Başka çocuklarım olacaktır elbet, ama bu senin VAROLMADIĞIN anlamına gelmez ki.

Çok ağladım senin arkandan, ama “Bundan da öğreneceğimiz birşey vardır” demeyi de bildim. Yasını tuttum, ama bilgeliğinden de yararlandım. Demek bize birşey öğretmek istedin. Sen bizden daha iyi bilirsin, KOSKOCA bir ruhsun sen.

Evren’im, biricik yavrum,

Sana çok teşekkür ediyorum, burada bizimle olduğun kısa süre için sana çok teşekkür ediyorum. Benimle konuştuğun, varlığını hissettirdiğin için sana çok teşekkür ediyorum. Bilgeliğini bizimle paylaştığın için sana teşekkür ediyorum. Evrenime katkıda bulunduğun, beni olgunlaştırdığın, bana sabretmeyi öğrettiğin için sana teşekkür ediyorum.

Evren’im, bir tanem,

SENİ SEVİYORUM.


İzmir,

6 Nisan 2005

Bu mektup İmza: Ben isimli kitapta yayınlanmıştır.

16 yorum:

  1. Çok duygulandım okurken.. Çünkü aynı süreci ben de yaşadım. Kalp atışlarına şahit olduğumuz, adına Ömür bebek dediğim bebeğim karnımdayken yaşama veda edivermişti.. Çok üzücü tabi... Kabullenemedim.. Çok zor oldu alışması... Aradan zaman geçti ve şimdi oğlum Ali 3 yaşında... Kaybettiğim bebeğimi umutmadım... Yitip giden can unutulur mu? Anne unutur mu hiç.. Giden bebeğimin tesellisi yine benim yavrularım... Kızlarım, oğlum...Hayat bazen böyle acılar yaşatıyor insana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, paylaştınız için. 💜

      Sil
  2. Ben de çok duygulandım. Çünkü aynı şeyleri yaşamasam da kıyısından döndük diyebilirim. Hayata tutundu oğlum. Size sabır diliyorum ama şu an ne desek her şey anlamsız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel. Çok teşekkür ederim paylaştığınız için.

      Sil
  3. harika duygu yüklü bir yazı .... Söylenecek sözlerin tükendiği an bu olsa gerek... Allah sabırlar versin...

    YanıtlaSil
  4. Duygularınızı çok anlatmışsınız, bizimle paylaştığınız de için çok teşekkürler.Hayat her gün yeni başlangıçlarla dolu, yolunuz açık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir süredir şehir dışındaydım, ancak bakabiliyorum yorumlara, kusura bakmayın...

      Sil
  5. Gozlerim doldu.. Ne deseniz haklisiniz.. Allah sabir versin.

    YanıtlaSil
  6. Gozlerim doldu.. Ne deseniz haklisiniz.. Allah sabir versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir süredir şehir dışındaydım, ancak bakabiliyorum yorumlara, kusura bakmayın...

      Sil
  7. harika bir yazı gözlerim doldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir süredir şehir dışındaydım, ancak bakabiliyorum yorumlara, kusura bakmayın...

      Sil
  8. Gözler sulanmadan okuyabilmek ne mümkün...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir süredir şehir dışındaydım, ancak bakabiliyorum yorumlara, kusura bakmayın...

      Sil
  9. Çok teşekkür ederim. Bir süredir şehir dışındaydım, ancak bakabiliyorum yorumlara, kusura bakmayın...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...